Nazar Köy Muhtarı Mehmet Yiğit Köy hakkında bilgiler vererek şöyle konuştu;“Boncuğun köyümüze gelişi 1942 yılıdır. O zamanlar köyümüzün ismi kuru dereydi. Daha sonraki yıllarda ise boncuk çeşitlenmeye başladı.  Boncuğu köyümüze İzmirli ustalar getirmiştir. Ustalar köyden gittikten sonra köylü gençlerimiz bu işi yapmaya başladı. Ustalardan öğrendikleri boncuk yapma işini bu günlere kadar taşıdılar. Ben köyün muhtarı olarak köyün isminin değişmesi gerektiğini düşünüyordum çünkü boncuk yapımı ilerleyip çeşitli boncuklar ortaya çıkınca köyümüz de yavaş yavaş ün kazanmaya başladı. Verilen bir emek varken köyümüzün ismini kuru dere olarak kalmasını istemedik. İmza toplayarak içişleri bakanlığına bir yazı gönderdik ve köyümüzün ismini Nazar Köy olarak değiştirdik.”

Festivaller düzenleyerek ve çeşitli fuarlara katılarak Nazar Köyü tanıttıklarını belirten Yiğit şöyle devam etti; “ Köyümüzde bayanlara boncukları tasarlayabilmeleri için takı tasarım kursları açtık ve bu kurslar sayesinde kadınlar boncuk işleyerek o boncukları satmaya başladılar. Bu sayede hem köyümüzün bayanlarına evlerine katkı sağlayabilmeleri için bir imkân sağlamış olduk, hem de çeşitli şekillerle ve nesnelerle boncuklarımızı dışarıdan gelen herkese satmaya başladık. Tabi bu sürede satım yapabilmek için satım yerleri gerekli oldu. Kemalpaşa Belediyesi ve Kaymakamlığın da desteği ile 20 kadar satım yapılacak yer belirlendi ve boncuklarımız müşterileriyle buluştu. Bu süreçte maddi olarak vakıflardan ve kooperatiflerden destek aldık. Yapmış olduğumuz küçük dükkânları kadınlara teslim ettik ve evlerine katkı sağlamalarını istedik.”

Ustaların Nazar Köye nasıl geldiğini anlatan Yiğit; “ En başlarda ustalar İzmir’de ocaklarda boncuk yapıyorlarmış ocaklar şehri kirletmeye başladığı için ustaların oradan ayrılması istenmiş. Daha yukarıya doğru çıkmalarını ocakları yukarılarda yakmaları istenilmiş. Yukarıda Kadife kalenin o taraflardan da kirlilik nedeniyle ayrılan ustalar karaçamın bol olduğu bir yer aramaya başlamışlar. Çünkü boncuğun yapılması için yakılan ateşi karaçam odunlarıyla yakarlarmış. Daha sonra ustalar torbalı yolundan geçerken köyümüzü fark etmişler karaçam ağacının da çok olduğu bir yere sahip olduğumuz için ocakları burada yakalım demişler ve köyümüzde boncuğu işlemeye başlamışlar. İşte boncuğun köyümüze gelme hikâyesi bu şekilde” diyerek nazar boncuğuyla ünlü nazar köyün hikâyesini anlattı.