İlklerin kahvecisinden “Türk Kahvesi”

Tiryakilerinin içmeden duramadığı Türk kahvesi, her geçen gün popülerliğini artırıyorken, üçüncü nesil kahve kültürü ile de bir yandan kıyasıya mücadele veriyor. Kemeraltı’nın güzide kahvecisi 80 senelik firması, ilklerin yaratıcısı ve ilk Damla Sakızlı Kahve üretimini gerçekleştirip patentini alan “İlyas Gönen Meşhur Dibek Kahvecisi” sahibi Yusuf Gönen ile konuyla ilgili harika bir sohbet gerçekleştirdik.

İlklerin kahvecisinden “Türk Kahvesi”

Tiryakilerinin içmeden duramadığı Türk kahvesi, her geçen gün popülerliğini artırıyorken, üçüncü nesil kahve kültürü ile de bir yandan kıyasıya mücadele veriyor. Kemeraltı’nın güzide kahvecisi 80 senelik firması, ilklerin yaratıcısı ve ilk Damla Sakızlı Kahve üretimini gerçekleştirip patentini alan “İlyas Gönen Meşhur Dibek Kahvecisi” sahibi Yusuf Gönen ile konuyla ilgili harika bir sohbet gerçekleştirdik.

İlklerin kahvecisinden “Türk Kahvesi”
02 Ekim 2019 - 18:06

80 senedir nesilden nesile “Meşhur Dibek Kahvecisi”nin aktarıldığını ve kendisinin şu anda dördüncü nesil olarak babasından devraldığının bilgisini veren Gönen, aslında firmanın şu anda üçüncü nesil ile dördüncü nesil arasında bir firma olduğunu belirtti. Yaptığı ilkleriyle bir zamanların gazete manşetlerini dolduran firma, içeriklerinin sırrını samimiyetle saklarken, alternatif kahve üretmelerinin sebebini çağımıza ayak uydurmak olduğunu kaydetti. Gönen, “Şu anda çağımızda daha da çok yoğunlaşan üçüncü nesil kahvenin, Türk kahvesinin ve Türk kültürünün dışında gelişen kültürler ve gençlerin bunlara yönelmesi, bizi de bunlara yöneltti açıkçası” diyerek, kendi müşteri potansiyellerinin otuz beş yaş sonrası olduğunu belirtti. Eski nesil insanların kendilerini daha çok bildiğini ifade eden Gönen,  “Tabi ki bizi eski nesiller aktarıyor. İkinci nesil, üçüncü nesil müşterilerimiz de var burada bizimle beraber. Dedelerimizden beri gelen müşterilerimiz var. Onları, bir dahaki nesle aktarmak için yaptığımız çalışmalar bunlar bizim” şeklinde açıklamada bulundu.  
Sohbetin devamında 80 senedir nasıl ayakta kalmış bir müessese olduklarına açıklık getiren Gönen, her zaman potansiyel belli müşterilerinin olduğunu vurguladı ve “İzmir’in yerlisiyiz biz artık. Burada bizi sevdiler bizde onlara kötü karşılık vermedik. Yani sevgilerine karşılık olarak, dolap arkasından bir şey yaparak her hangi bir iş geliştirmedik. Neyse elimizden gelen aynı şekilde devam ettik” diye konuştu.
Sohbet esnasında, son yıllarda ortaya çıkan ve çoğu kitle tarafından fark edilen “1 Eylül Kahve Günü” ile alakalı düşüncelerinin ne olduğu sorusuna ise Gönen, öncelikli olarak sempatik bir şekilde herkesin kahve gününü kutladı. Devamında Gönen şunları söyledi:
“Dünya Kahve Günü’nün bir önemi var mı yok mu bilemiyorum. Ama tabi bir öneme sahip olmuş ki şu anda biz böyle bir konuyu koşuyoruz. Bundan sonrada konuşulacak bir konu bu aslında. Ama bundan beş sene öncesine kadar çok önemli bir şey olduğunu düşünmüyorum. Şöyle bir şey var ki; gelecekse eğer yapacağımız yatırımlar, gelecek ise yapacağımız işler bu tarz günleri kovalamamız gerekiyor”
Gönen, sosyal medya mecralarında fazlasıyla tanık olduğumuz kahve gönderileri ve paylaşımlarına yönelikte bir açıklama da bulundu. Gönen, artık sadece Türk kahvesinin değil, insanların her şeye ulaşabildiklerine dikkat çekerek, gelenekselleşmiş Türk kahvesi kültürü ile üçüncü nesil Türk Kahvesi kültürünün birbirinden farklı olduğuna dikkat çekti. Gönen konuyla ilgili olarak, “İnsanlar her şeyi biliyorlar. İlkokuldaki arkadaşımız ile yetmiş yaşındaki dedemiz artık eşit bilgiye sahipler. Telefonlarından baktıklarında aynı şeye ulaşabiliyorlar. Aynı şeyi bilebiliyorlar yani. O yüzden artık Türk kahvesi herhangi bir ekstra bir durum değil ama Türk kahvesini şu anda çok farklı bir konuma getirdiler. Neden? Üçüncü nesil kahveler ve üçüncü nesil açan kahveciler… Bunlar güzel meslek dalları. Ama Türk kahvesiyle alakası olan meslekler değil. Türk kahvesi kültürüne birebir yakın olan bir dükkân ile o tarz işletmeler bir değil. Türk kahvesi kültürü ve üçüncü nesil kahvecilik kültürü karıştırılsın istemiyorum. Para kazanılması gereken bir durum varsa tabi ki bir şekilde herkes bu pastaya çatal atacaktır. Dâhil olmak isteyecektir. Benim demek istediğim “Bu yapılmasın” değil, Türk Kahvesi kültürünün, günümüz üçüncü nesil kahve kültüründen ayrılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Son olarak Gönen, Türk kahvesi denilen kültürün her şeyden önce dünyaya yayılmasında başrol oynayan Türklerden çıkmış olduğunu vurgulayarak, dünyaya kahvenin kavrulmasının, kahvenin içilmesinin, Osmanlı zamanında Türkler tarafından gerçekleştirildiğinin bilgisini verdi. Türk kahvesinin de tıpkı baklava veya yoğurt gibi, başka kültürlere ait ürünleri olarak gösterilebilme ihtimali olduğunu ifade eden Gönen, bu konuda Türk kahvesine sahip çıkılması gerektiğini belirtti.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum