Tümörün en önemli tanısı: Patoloji sonucu

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Öğrenci, beyinde yer kaplayan hastalıklara bakıldığı vakit, iyi ve kötü karakterlerde davranış gösterebildiğini söyledi. Beyin tümörünün en yaygın belirtisinin ise baş ağrısı olduğunun altını çizen Öğrenci, beyin tümörü hakkında bilgilerini paylaştı.

Tümörün en önemli tanısı: Patoloji sonucu

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Öğrenci, beyinde yer kaplayan hastalıklara bakıldığı vakit, iyi ve kötü karakterlerde davranış gösterebildiğini söyledi. Beyin tümörünün en yaygın belirtisinin ise baş ağrısı olduğunun altını çizen Öğrenci, beyin tümörü hakkında bilgilerini paylaştı.

Tümörün en önemli tanısı: Patoloji sonucu
09 Aralık 2019 - 11:58

Kişilerde beyin hastalıklarının başlamasının ana sebebini, kapalı bir alanda bulunan beyinde yani kafa içinde basıncın artması olarak açıklayan Doç. Dr. Öğrenci, en sık başvurulma sebebini ise baş ağrısı olarak bildirdi. Kişilerin bir uzmana başvurmasındaki diğer sebepleri ise, Sonrasında bulantı-kusma, şuur dalgalanmaları, uyku hali, baş dönmesi ve nöbet geçirme, vücudun farklı bölgelerinde kuvvetsizlikler, iştahsızlık, unutkanlık şeklinde kaydeden Öğrenci, bu şikayetlerinde çeşitlilik gösterebileceğini vurguladı. Hastalarda kitlenin bulunduğu yerin farklılığına göre dengesizlik, çift görme, görememe, yazılanı okuyamama, konuşamama, konuşulanı anlamama, yeni kelimeler ile konuşma, işitme bozuklukları, kulaklarda çınlama, kişilik değişikliklerinin görülebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Ahmet Öğrenci, “Bazılarında ise kafada şişlik, gözde dışarı doğru şişme, yüz felci gibi belirtiler olabilmektedir” diye konuştu. Doç. Dr. Ahmet Öğrenci, açıklamalarının devamında benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) tümörlerden bahsetti.
Benign tümörlerin, bu tabiri, yavaş büyümelerinden, beyin dokusundan kolay ayrılabilmelerinden, tedavilerle sonuçlarının iyi olmalarından ve genellikle beyin dokusu dışından gelişmiş olmalarından aldıklarını belirten Öğrenci, tabii ki en önemli tanıyı ise patoloji sonucunun verdiğini açıklayarak şu şekilde devam etti:
“Ancak genellikle meningiomalar, hipofiz adenomları, kraniofaringiomalar, dermoid ve epidermoid tümörler, kolloid kist, nörinomlar bu gruba girmektedirler. Cerrahi olarak tedavi edilen ve tedavilerinde başarı şansı çok yüksek olan bu kitlelerde genellikle ameliyat sonrasında ek bir tedavi gereksinimi olmamaktadır. İyi huylu kistler genellikle içi sıvı dolu büyümeyen ya da çok yavaş büyüyen iyi huylu yer kaplayan lezyonlardır. Kistlerde eğer bulunduğu yerde beyindeki su dolanımını bozan bir yerleşim yoksa takip etmek ve büyüme durumunda müdahale etmek esastır. Kistin çıkarılması, kistin boşaltılıp takip edilmesi, kistin bir sistem takılarak sürekli boşaltılması tedavi seçenekleri arasındadır.”
Malign (kötü huylu) tümörlerin iki başlık altında incelenebileceğini söyleyen Doç. Dr. Öğrenci, glial tümörler ve metastazlar olmak üzere kötü huylu tümörleri ikiye ayırdı. Beyin dokusunun içinden gelişen tümörlerin glial tümörler olduğu bilgisini paylaşan Öğrenci, bu tümörlerin ya beyindeki sinir hücrelerinden ya da beyindeki sinir hücreleri arasındaki destek hücrelerinden çıktığını kaydetti. Glial tümörlerin beynin en sık görülen tümörleri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ahmet Öğrenci, “Aynı zamanda beynin en sık görülen malign tümörleridir” diyerek, hızlı büyüme ve beyine yayılım özelliğine sahip olduklarını aktardı. Bu tümörlerin kontrolsüz bir şekilde çoğalabildiklerini belirten Öğrenci, “Dereceleri vardır. Derecelerini radyolojik olarak tahmin etmek mümkün olsa da kesin tanıyı ve sonucu patoloji vermektedir” diye açıkladı.
Metastazlar hakkında da konuşan Doç. Dr. Ahmet Öğrenci, vücudun başka bir yerindeki tümörün beyine yayılması ile beyinde kötü huylu yayılım ve bası yaratan tümörlere, beyin metastazı denildiğini bildirerek, genellikle bunların; akciğer, meme ve bağırsak sisteminden olduğuna dikkat çekti. Metastazların, böbrek, cilt ve prostat kaynaklı da olabileceğini bildiren Öğrenci, hızlı yayılımlı olduklarını belirterek, hastalarda birden fazla yerde yayılımın görülebileceğini söyledi. Tedaviyi belirleyen noktalardan bir tanensin ise bu olduğunun altını çizen Doç. Dr. Ahmet Öğrenci, çok fazla ve beynin derin noktalarında yayılım olduğu takdirde daha çok onkoloji tedavilerin uygulandığı bilgisini verdi. Ancak; tek yayılım ya da çıkarılmasında hastada ek problem yaratmayacak kitleler görülürse, cerrahi olarak tedavi edilmesi gerektiğine önemle vurgu yapan Öğrenci, “Bu sırada yayılımın geldiği organdaki kitlenin de tedavisini eş zamanlı programlamak gerekir. Diğer hekimlerle konsulte edilerek, aciliyet durumuna göre tedaviyi şekillendirmek gerekecektir. Operasyon sonrasında da hasta yakından takip edilmelidir” dedi.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum